Ülkeler kılıçla alınır, ancak adaletle korunur..."

Dünyamızı mutsuz edenler, dünyamızı mutlu edenler mi desek? Yok yok öyle demeyelim, Yoksullar ve Varsıllar diyelim. Güçsüzler hep haksız, güçlüler hep haklı... Dünyanın tekerine çomak da soksanız, dünyanın tekerini de patlatsanız sonuç kaçınılmaz...

Dünyanın mutluları zenginler, mutsuzları yoksullar; Yalan mı? Bakın etrafınıza paranın çözemediği ne var? Yoksulluk, perişanlık, rezillik ve sürünmektir. Kuru ekmeğe, yavan aşa, tatsız çorbaya mahkum olmaktır.

Akılsızlık ve eğitimsizlik, bilinçsizlik olduğu sürece, yukarıdaki kısa fragman aynen devam eder. Zenginin malı züğürdün çenesini yorar. Zengin ise yediğinden çenesini yorar. Aradaki fark biyolojik olarak karşımıza çıkar. Bu yazdıklarıma bakarak beni sakın servet düşmanı falan sanmayın, üreten, istihdam yaratan, katma değer yaratan insanlara girişimcilere saygımız ve sevgimiz sonsuz... Yaradanım yollarını açık etsin böylelerinin, dürüst çalışanlarının onlara sözümüz, yazımız yok. bizim sözümüz çalanlara, çırpanlara yağma Hasanın böreği muamelesi yapanlara her konuda...

Uzun sözün kısası makbul derler ya fazla uzatmadan; Dünyanın haline bir bakalım, İsrailin yaşattığı cehennemin, içler hali acısını yaşayarak görüyoruz. Savaşı canlı canlı izliyoruz. Kan, gözyaşı, bebek, çoluk çocuk dinlemeden acayip kanlı kanlı sürüyor. Adaletin olmadığı bir dünya cehennemden farksızdır. Cennet istiyorsan adaletli olacaksın gelde böylesi bir dünyada Adaleti konuş şimdi... Maalesef konuşamıyoruz.

Adaletin küçüldüğü ülkelerde, büyük olan artık suçlulardır. Doğrusu bırakın ülkeleri ben kendim böyle insan olmak asla istemezdim, böyle güçlü olmayı asla istemezdim...

Fakat insanlarımız bazen adaletsizliğe karşı çıkayım derken düşünmeden hareket ediyorlar, zulme, savaşa karşı mı geleceksin, çabaların yetmiyor mu? Onun ürünlerini almayarak onu protesto edebilirsin... İyi de ürettiği gazlı içeceği satın alıp sokaklara dökmek ne kadar mantıklı? Ters mantıkla zaten tüketmiş oluyorsun o ürünü... Onun yerine bilinçli olsan zaten sağlığa zararlı bir şeyi hiç evine yaklaştırmasan, içmesen, çoluğuna çocuğuna içirtmesen, anlatsan onlara da akıllıca... Zaten onun üretimini düşürmüş olursun. Protesto etmenin de ortamı germeden kimseyi üzmeden yapmanın da binbir yolu var. Onları devreye soksan... Böyle, urup gibi akıllarla, üretenleri bile güldüren protestolara gerek yok.

Dünyada söz sahibi olup, mazlumları koruyup kendi yurttaşlarının haklarını koruman, güçlü olman için onlarla hiçbir göbek bağın olmayacak. Onun için öncelikle ödünsüz, bağımsız bir duruş sergileyebilmeli ve dünyanın adaletli bir yer olmasına çalışmalısın, tabi önce evinin önünü süpürerek bu işe başlamalısın... Adalet kainatın ruhudur.Adaletini kayıp etmiş bir ulus, bir dünya herşeyini kaybeder. Ruhunu da tabi!

Çünkü; Ülkeler kılıçla alınır, ancak adaletle korunur.