Evcil hayvan ilişkileri insan sağlığını tehdit ediyor

  Belediyelerimiz, insanlarımızı yeteri kadar önemsiyor, insanlarımız için gerekeni de fazlası ile yapıyorlar. Fakat, uykunun en tatlı saatlerinde, apartman balkonlarındaki havlayan çoban köpekleri için, bir işlem yapma yetkilerinin olmadığı kanaatindeyim. Bunun için de bir yasa değişikliğine ihtiyaç olduğunu sanıyorum. Şehrimizde cahil insanlarımızın evcil hayvan ilişkileri, bir çok gençlerimizin kedi-köpek sevgileri, insan sağlıklarını tehdit ediyor.

Bir çok marketlerin önlerinde artık yemek kaplarının üzerinde sineklerin, arıların bini inip, bini kalkıyor. Bu yemek artıklarının yanında kedi köpek gibi hayvanları da göremezsiniz. Bazı apartmanlarda bulgur-pirinç pilavını, apartmanın bahçelerine kuşyemi diyerek döken Baraktan gelen bazı yaşlı hanımlar, neredeyse psikolojimi bozacak duruma getiriyorlar. Bu hanımlar çöp dökmeye erindikleri için, bu yemek artıklarını cücüklere yem diyerek balkondan apartman bahçelerine döküyorlar. Güzelim parklarımızda gençlerimizin bıraktıkları meyve suyu, süt, su ambalajları, çerez artıkları sinirlerimi bozuyor.

Bu pislikleri görmezlikten gelemiyorum. Bir yaz mevsiminde eşim ile birlikte 100, Yıl Parkında otururken, park bekçisi geldi selam verip hal hatır sorduktan sonra, park bekçisine tanışıyor muyuz? Dedim. Park bekçisi bey efendi tanışmıyoruz da, şu halinize hayran kalmamak mümkün değil dedi. Ben merakla ne var halimizde dedim. Park bekçisi, “Yaho Bey Efendi, bir poşete çerez doldurmuşsunuz, yanında bir de boş poşet getirmiş, çerez artıklarını yere düşürmeden, boş poşetin içine atıyorsunuz. Keşke herkes sizin gibi olsa” dedi. Bir şey daha anlatacağım, lütfen övünmek anlamına gelmesin. Ali Veli İş Hanı önünde kestaneciden, kestane aldım. Kestaneyi elimde yiyerek balıklı parkının önüne doğru yürüyordum. Balıklı Parkının önündeki gazete bayisine geldim, bayiden bir gazete aldıktan sonra, elimdeki biriken kestane kabuklarını atmak için, gazeteciye sordum.

Elimde biriken kestane kabuklarını atmak için çöp kovanız var mı? Dedim. Gazeteci çöp kovasını gösterdikten sonra, yanında ki bir genç, ”Dayı Almanya’dan mı emeklisin? Dedi. Ben, niçin sordun yeğenim dedimse, genç “Bizim yaşlılarımızda senin gibisi çıkmaz da, onun için sordum. Şehrimizde kestane kabuklarını hiç bir kimse elinde biriktirip de, çöp kovası aramaz” dedi. O kadar üzüldüm ki, anlatacak gibi değil. Niçin bizim insanlarımız, insan gibi yaşamaya önem vermiyor? Niçin Avrupalılar gibi intizamlı düzenli değiller diye. Ülkem insanlarına sitem ettim. Ben bu gün burada bilhassa gençlerimizi dirlik düzen içinde yaşamaya, ülkemizde ve evimizde intizam ve düzenli hareket etmeye davet ediyorum. Lütfen insan sağlığına önem versinler. Çöpe atacakları yemek artıklarını, kedi ve köpekleri doyurma bahanesi ile, ortak alanlarımızı kirletmesinler. Apartmanların bahçe duvarlarındaki kokuşup mikrop saçan yemek artıklarını, bahçe duvarlarına değil, çöpe atsınlar. Belediyelerimizin bizler için verdiği güzel hizmetlere destek olsunlar. Bu güzel hizmetlere layık olsunlar diyorum. Bu memleket bizim memleketimiz. Biz bu memlekette yaşıyoruz.

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Ahmet Ayaz - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Gaziantep Güneş Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gaziantep Güneş Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gaziantep Güneş Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gaziantep Güneş Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.