Ahlaki Sorun Çözülmeden Düzelmek Zor

Birlemiş Milletler (BM) kayıtlarına göre, 208 devletin varlığından haberdarız. Bu devletlerin kendi içinde birçok sorun ve sıkıntısı bulunmaktadır. Dünyanın hiçbir ülkesinde maalesef huzur ve mutluluk yok. İnsanlar huzuru ve mutluluğu farklı mecralarda arıyor ve bu arayışın sonu çoğu kez hüsranla sonuçlanıyor.
İçinde bulunduğu ortamın varlığından rahatsız ve bu rahatsızlığın düzeltilmesi için elinden bir şey gelmeyen birçok insan da adeta kalabalıklar arasında yalnız yaşamaya mecbur bırakılıyor. Sorumluğunun farkında ve ödevlerini yerine getiren insanlar gelinen noktada azaldıkça azalıyor. Dünya hep iyiler ve kötülerin savaşına sahne oldu ve olmaya da devam ediyor ancak hiçbir dönem bu kadar kötü bir araya gelmemiştir. Geçmişten günümüze ne kadar çirkeflik varsa adeta bu çağda buluşarak güç birliği yapmış durumda.
Dünya, bugün büyük bir tehlikeyle karşı karşıya ve bu tehlikenin defi için her türlü yol deneniyor. Bu tehlikenin bazen farkında bazen de farkında olmadan içine dahil olabilmekteyiz. Fazla uzatmadan ve sözü evirip çevirmeden direkt konuya girmek istiyorum; bugün dünyamızın en büyük sorunu “ahlaksızlıktır.”
Ahlak sorunuyla boğuşup duruyoruz. “Ahlaksızlık”, insanoğlu yaratıldığı günden bu yana var olan sorun ama günümüze bakıldığında zirveyi görüyoruz. Nasıl mı? Geçmiş kavimlerin helak olduğu konular toplu halde karşımızda büyük sorun olarak durmaya devam ediyor. Bu sorunlarla nasıl baş edilir, nasıl çözüme kavuşturulur hali hazırda bunun cevabını vermekte zorlanıyoruz.
Her milletin kendi içinde sorunu olabilir ancak bütün sorunların başını “ahlaksızlık” çekiyor. Bu sorunu çözen dünyayı da çözmüş olacak. Ancak her geçen gün daha da geriye gidiliyor ve ahlaki anlamda büyük çöküntüler yaşanıyor.
Türkiye özeline baktığımızda, birçok sorunla boğuşan ülkemizin yegâne sorunu “ahlaksızlıktır”. Ahlaktan yoksun kişi çok kolay hırsızlık yapabiliyor, çok kolay adam kayırabiliyor, hak edene hakkı vermeyebiliyor. Ahlaki sorumluluğu olmayan kişi çok kolay fuhşiyata adım atabiliyor. Ahlaki altyapısı olmayan kişi terazide üçkâğıtçılık yapabiliyor. Bu kişiler, haram, helal ayrımı yapmayı çoktan unutmuş ve bu kavramları lügatlerinden de çıkarmış bile…
Adalet Bakanlığı’nın açıkladığı 2022 istatistiklerine göre Türkiye’de geçen yıl 9 milyon suç işlendi, önceki yıla kıyasla en büyük artış yüzde 41 ile dolandırıcılık suçunda görüldü.

Maalesef, suç ve suçlu oranı her geçen gün artmaya devam etmektedir. Düzelmesini beklediğimiz birçok konu maalesef eskisinden de geriye gitmeye devam ediyor.
Gelişen teknolojiyle birlikte erozyona uğrayan ahlaki yapımız, bünyeyi kaplayan mikrop misali genişledikçe genişliyor. Ya bu duruma razı olup kokuşacağız ya da bir yol bulup ahlaki yapımızı düzelteceğiz. İlkini tercih kolay ancak zoru başarmak bizim elimizde.
Ahlak olmadan ne büyüyebiliriz, ne de gelişebiliriz. Bu nedenle ahlak olmadan asla…