İnsanlığın Sınavıdır Filistin

Hüznün mevsimlerdeki karşılığı sonbahardır. Her canlının ihtiyarlığa attığı adımdır bu dönem. Yeşilin sarıya dönüşümü, ölümün daha çok hatırlanmasıdır sonbahar. Gazel olmasıdır yaprağın… Hüzün kokar kısaca sonbahar, hem de buram buram.
Sonbaharın sarısını, kurumuş dalları konuşurduk her yıl bu günlerde. Gazel tepeleyip duygu dolu mısralar karalardık defterlerimize. Bu sene duygularımız derbeder, gözyaşlarımız ceyhun, kalbimiz kırık. Bu sonbahar daha çok hüzünlü daha çok vedalara gebe.
Geçtiğimiz günlerde başlayan ve ne zaman biteceği kestirilemeyen savaşa tanıklık ediyor dünya. Filistin halkı çaresiz, gökten yağmur yerine bomba yağıyor. Bu halde hayata tutunma mücadelesi veriyor masum insanlar. Güçlünün zayıfı bitirmesidir adeta Filistin’de yaşananlar. Bu savaş bugünün değil yaklaşık bir asrın savaşı. Bitmedi, bitirilmedi…
Yüzü gülmüyor Filistin’in, başını kaldırıp bakamıyor geleceğe. Hep kan, gözyaşı ve hüzün var bu topraklarda. Dünya adeta tiyatro seyreder gibi izliyor Filistin’de yaşanan zulmü. İnsanlar aç, susuz yaşama tutunmaya çalışıyor bombaların gölgesinde.
Zor günlerde insanların birbirine destek vermesi için illaki aynı din ve ırktan olması gerekmiyor. Ortadoğu’nun kanayan yarası Filistin’de yine insanlık ölüyor. Bütün dünya zulme karşı sessizliğini koruyor. Çıkan cılız seslerin ise karşılığı yoktur.
Bir millet, kadın, çocuk, ihtiyar, hasta demeden öldürülüyor. Hastane, okul demeden bombalanıyor gece gündüz. Filistin meselesinin bir an önce çözüme kavuşma gerekiyor. Bütün halklar, bu konunun çözümü için elini taşın altına koymazsa korkarım ki Filistin diye bir ülke ve halkı kalmayacaktır.
Her yıl farklı dönemlerde Filistin bombalanıyor, insanlık büyük bir sınav veriyor. Savaşın da bir kuralı var ama bu savaşın ne kuralı var ne nizamı. Kitaplardan okuduk, büyüklerimizden dinledik; savaşlarda kadın, çocuk ve ihtiyarlara dokunulmazdı. Gel görelim ki bu savaşta ne kadın dinleniyor ne çocuk ne de ihtiyar. Hastaneler bombalanıyor, okullar bombalanıyor. Hüzün ve gözyaşının hakim olduğu Filistin’e huzur gelir mi bilinmez ama bilinmesi gereken bir konu var ki o da birlik ve beraberliktir. Koca İslam alemi dağınık ve birbirinden kopuk, şu saate kadar Filistin için ciddi bir adım atılmadı.
25 Eylül 1969’da Suudi Arabistan’ın Cidde şehrinde kurulan İslam Birliği Teşkilatına Türkiye’nin de içinde bulunduğu 57 Müslüman ülkenin üyeliği bulunuyor. Bu teşkilata üye 57 ülkenin alacağı ortak karar hâlâ alınmadı, alınamadı. Ne Filistin de ne de başka bir ülkede insanlar ölmesin, bombalar yağmur gibi insanların üzerine yağmasın. Barış hakim olsun yeryüzüne, insanlık huzur bulsun. Bunun için tez zamanda teşkilatın için adım atması, insanlığın yararına elini taşın altına koyması gerekiyor.
Filistin meselesi artık Filistin’in değil, bütün dünya halklarının ortak meselesi haline geldi. Yıllardır çözüme kavuşturulmayan, adeta derin bir yara misali iyileşme olmadı bu topraklarda. Hep kavga hep ölüm hep gözyaşı hakim Filistin’e.
Gelişmeleri takip ediyoruz, içimiz sızlıyor, gözümüz yaşarıyor, kalbimiz ürperiyor ama elimizden bir şey gelmiyor. Biz birey olarak mazlum Filistin halkının yanındayız, dualarımız onlar için. Allah tez zamanda Filistinli kardeşlerimize huzur versin. Bizim elimizden gelen dua ve kullanabildiğimiz kadar sosyal medya üzerinden mazlumun sesini duyurabilmektir.
Barışın hakim olduğu bir dünyada herkes huzurla yaşar aksi halde kimse huzur bulamaz. Bugünden tezi yok bütün ülkeler çıkarsız, menfaatsiz huzurun tesisi için çalışmak zorundadır. Tersi, bugün Filistin yarın başka bir ülke savaşın mağduru olmaya devam edecektir. Bunun da kazananı hiçbir zaman olmadı, olmayacaktır.