"Bütün ümidim gençliktedir..."

  Merhabalar sevgili okurlarımız, sizinle kısa bir aradan sonra tekrar bir aradayız. Yazmayı tutku haline getirmiş insanlar beni anlayabilirler. Yazma da bir sevda gibidir, içinden gelmediğinde kalemin seni göstermez, kaybolursunuz...

                 Kaybolmazsanız yazdığınız ruhunuzu yansıtır... Severek yemek yapanın lezzeti, sevmeyerek yemek yapanın lezzetinden nasıl farklı ise aynen öyle olur, sevmeyerek yazdığınız yazı.

                Yaşadığımız Dünya adlı gezegende, kapladığım mekanın hakkını, yazmakla vermeye çalışanlardanım. Ancak yazarak nefes alabiliyorum bu hayattan.

             Siz yazı yazdıkça aklınıza düşünce yağmurları dolar. Biran korkarsınız onların fark edilmesinden, ama yine de yazı yazmaktan vazgeçmezsiniz.

             Oysa "İki tür yazar vardır; yazar olanlar ve yazar olmayanlar, birinciler de içerikle biçim, ruh ve beden gibi bir aradadır; ikincilerde içerikle biçim, beden ve giysi gibi uyar birbirine."

            Kari Kraus, bakın bunu demiş.

            Onun için okuduğunuz bir kitap ya da herhangi bir belge ya da yazıyı bir daha okumaktan çekinmeyin, ilk okuduğunuzda göremediğiniz çok şeyi daha net görebilirsiniz. Madem yazmayı sevmiyorsunuz, okumayı seçin o zaman derler ya, bol bol okumayı, ben de aynı fikirdeyim.

           Bazıları kalemi ile düşünür; kalemi ile konuşur.  Karşımızdaki insanlara değeri konuşması ve yazması ile veririz. Yaşamı kalemle anlatma sanatı başka bir sanattır. Bu da yetenektir. Tıpkı resim, müzik gibi... İşin içine bir de doğruluk terazisi girince sonuç muhteşem olur. Bugün günlerden 19 Mayıs.

         Güzel mi güzel bir bahar gününde 19 Mayıs Atatürk'ü Anma Gençlik ve Spor Bayramını kutlayacağız.
        Birazcık hüzün ama çok büyük bir özlemle her zamanki gibi...

       Tarihi aydınlatanların daha baskın ve daha güçlü olduğu, objektif ve ışık saçan yol alışlarını izlerken duyduğumuz gurur inanılmaz güzelken.

      Tarihi karartanların gizli gündemi ile arada şaşkınlaşmıyor değiliz. Olacak bunlar elbette, nasıl güzelin karşılığında çirkin varsa, iyinin karşısında kötü varsa.
    Tarihi aydınlatanların karşısında ise; Tarihi karartanlar, kara düşünceliler hep olacaktır.

      Bunlar yalın gerçeği hiçbir zaman değiştirmeyecektir, zaten geldiğimiz noktada aynen böyle gösteriyor. Bizim gibi üç tarafı düşmanlarla kapılı bir ülkenin kültürüne, tarihine saldırı olmadığını iddia etmek saflık olur. Çünkü yaşadığımız an be an bunu daha net görebiliyoruz.
     
     Gazi Mustafa Kemal Atatürk beni hatırlayınız diye gençlere seslenmiş, tarihe ışık tutacak sözlere imza atmıştır.

     Atatürk'ün bugünü de aydınlatacak özdeyişlerinden, hepsi bugünün ruhuna uygundur.
"Başımıza neler örülmek istenildiği ve nasıl karşı koyduğumuz ve daha doğrusu milletin arzu ve emellerine uyarak ve onun yardımıyla nasıl çalıştığımız görülmeli ve gelecek kuşaklar için ibret ve uyanıklığı gerektirmelidir. Zaten herşey unutulur. Fakat biz her şeyi gençliğe bırakacağız. O gençlik ki hiçbir şeyi unutmayacaktır; geleceğin ışık saçan çiçekleri onlardır. Bütün ümidim gençliktedir!"
          Yaşasın gençlik!  Yaşasın 19 Mayıs ! Yaşasın Türkiye Cumhuriyeti!