Yine ders çıkarmıyoruz!

         Özel Eğitim Konfederasyonu ve Gaziantep Özel Eğitim Derneği GözeDer olarak deprem felaketini çok fazla yaşayan Hatay, Kahramanmaraş, Adıyaman ve Nurdağı’nda 2 bin kişiye iftar verdik.

       İftar nedeniyle hem şehirleri hem de insanları görme ve gözlemleme fırsatı buldum. Haberlerden veya sosyal medyadan görmekle canlı gözle görmek arasındaki farkı çok fazla hissettim. Oraları görünce şehir olarak da insanlar olarak da çok fazla bir şey yaşamadığımızı anladım. Tabi ki ateş düştüğü yeri yakar. Bizim şehrimizde de acılar yaşayan vatandaşlarımız oldu. Kaybettiklerimize Allahtan rahmet, yaralılara da acil şifalar diliyorum.

       Özellikle de Nurdağı’ndan başlayarak Antakya merkeze kadar neredeyse sağlam ev kalmamış gibiydi. Antakya merkezin ayağa kalkmasının çok zaman alacağı bir gerçek. Orada hayat durmuş durumda. Gündüz evleri görüyorduk ama bazı evlerde oturulup oturulamadığı belli olmuyordu. Gece geçerken neredeyse evlerin tamamının ışıklarının yanmadığını görünce evlerin durumunu daha iyi anlamış olduk. Sadece sokak lambaları yanıyor. Bazı yerlerde elektrik de yok. Su zaten yok.

       Giderken Altınözü’nden geçtik. 20 kilometrelik yolu neredeyse 1,5 saatte geçtik. Yolları binlerce moloz taşıyan kamyonlar tıkamış durumda. Bunlar sadece tamamen yıkılmış binaların molozları. Oysa yol boyunca neredeyse sağlam bina yok, çoğu yıkılacak. Bunların yıkılması ve molozlarının taşınmasının ne kadar süreceğini hesaplamak bile çok zor. Kamyonların plakasına baktım. Neredeyse 81 ilin plakası var.

       Giderken Nurdağı’ndan geçtik. Uzaktan baktığımızda “Hani yerle bir olmuştu, bir sürü bina görünüyor.” dedik. İçeri girip baktığımızda korkunç bir manzarayla karşılaştık. Binalar ayakta gibi görünüyor, ama hepsi ağır hasarlı. Yanından geçmeye bile korkuyorsunuz. Bomba atılmış gibi sağlam bina yok. İslahiye’de az katlı binalar sağlam gibi. Oraya zaman kıtlığından pek giremedik. Salı günü iftarımız Nurdağı’nda o zaman daha yakından bakma şansım olacak.

        Kahramanmaraş diğer illere göre biraz daha toparlanmış gibi görünüyor. Özellikle az katlı işyerlerinin olduğu çarşının üst kısmında hayat çok canlı şekilde devam ediyor. Yüksek binalı işyerlerinin olduğu yerde zaten bina kalmamış. Orada hiçbir şey yok. Koca meydanlara dönüşmüşler. Ayakta kalan binaların yanından geçmek bile çok tehlikeli.

        Bazı duyduklarımız da bizi endişelendiriyor. “Bu bina ağır hasarlıydı, ama şimdi hafif hasarlıya çevirdiler, insanlar buradan işyerleri kiralıyor.” dediler. Dışardaki kolon patlamış, demirleri görünüyor, bazı demirler yamulmuş. Pencereden içeri baktım. İçerideki kolonlar da patlamış. Eğer böyle binaları torpili olanlar ağır hasarlıdan az hasarlıya çevirip güçlendirme hikayaesiyle kullanıma açarlarsa yeni felaketler duyabiliriz. Bu da beni çok endişelendirdi. Para ne yazık ki bazı insanların gözlerini kör, vicdanlarını da yok ediyor. Yaşadıklarımızdan dersler çıkaramıyoruz. Umarım duyduklarımız doğru değildir.

        Buraların ayağa kalkması çok uzun sürecek gibi. Bu nedenle buralara yardımların hiç kesilmemesi gerekiyor. İnsanlara yardım ediyorsunuz, size minnet duyuyor ve bunu dile getiriyor, ayrıca gözlerinden okuyorsunuz. Ama şu soruyu da soruyor: ”Bu yardımlar kesilmeyecek, değil mi?”

        Oraları ve insanların yaşadıklarını görünce sıcak evimizde, eşimiz ve çocuklarımızla sıcak yemeğin ne kadar önemli olduğunu çok iyi anlıyor ve kıymetini anlıyorsunuz.

        Coğrafyamızda yaşanabilecek felaketleri tahmin edebiliyoruz. Önemli olanın yaşadığımız felaketlerden dersler çıkarıp gerekli önlemleri alabilmek. Ülkemizin deprem bölgesi olduğunu bilmeyenimiz yok. Üstelik tarihimiz bu felaketlerin izleriyle dolu. Artık daha fazla acılar yaşamamalıyız. Gerekli dersleri çıkarmamız için daha ne kadar acılar yaşayacağız?

    Ders çıkarıyor muyuz? İslahiye’de dağ yamaçları dururken yine üzüm bağları sökülerek kırmızı toprak üzerine, ovaya 7 katlı binalar yapmaya başladık! İnsanların canları siyasilerin oy kaygısına, sermayenin kar hırsına yine kurban edilecek. Çok yazık!

 

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Cengiz Dedeoğlu - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Gaziantep Güneş Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gaziantep Güneş Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gaziantep Güneş Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gaziantep Güneş Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.