Nice Bayramlara...

Bugün arefe yarın bayram. 2023 ün son teravihini kıldık, son sahurunu yaptık ve uğurladık. Allah kabul etsin, daha nicelerine kavuştursun inşallah.

Bir tarafta bayrama kavuşmanın sevinci, diğer yandan Ramazana vedanın hüznü. Yaşadığım karışık bir duygudur son sahur benim için. Sizleri bilmem ama bu sene ramazan çok çabuk geçti benim için.

Çocukken bizler bayram geliyor diye gün sayıp sevinirken, babannem gözünde yaşlar ile ah gidiyor mübarek diye Ramazan'a özlemini dile getirirdi. O zamanlar anlayamazdım ne demek istediğini. Bakın şimdi ben de aynı hüzünle uğurluyorum. Ben de babannemin yaşına geliyorum yavaş yavaş herhalde

Hep tatlı bir telaştır Arefe günleri. Bayramı bayram gibi yaşayanda da, bayramla hiç işi olmayanda da bir telaş olur. Bayram falan anlamam diyenler yola koyulur tatiline çıkar. Kimi memleketine ana babasının elini öpmeye gider. Öğrenciler evine döner. Otogarlar havalimanları dolar taşar, trafik canavarı fazla mesai yapar. (Allah herkesi kazadan beladan korusun) Açılan yufkaların, yapılan böreklerin, sarılan sarmaların, yapılan tatlılara, baklavalara dökülen şerbetlerin kokusuyla kaplanan mutfaktır Arefe günleri. Evlere çikolataların, kolonyaların alındığı, gelecek eş dostun ve çocukların daha şimdiden beklenmeye başlandığı gündür Arefe günleri. Son güne kalan son rütuşlar. İdareten alınan çoraplar, misafir terlikleri. Annelerin herşeye yetişmeye çalışan yorgunluğu. Yarın sabah bayram namazı için erken kalkacak olmaktır. En çok da içi kaplayan bir hüzündür. Sanki bir pazar günüdür, sanki bir yoksunluktur. Nedendir bilinmez ama Arefe günü banyo yapıp tırnaklarınızı keserseniz boyunuz bir arpa boyu uzar derdi annem ve hala çürütülememiştir bu tez. Büyük ihtimal annelerimizin bayram günü temiz olalım, üstümüzü başımızı da hep temiz tutalım diye uydurduğu bir şeydi. Günümüz için pek geçerli değil ama eskiden harıl harıl son bayram hazırlıklarının tatlı bir telaş içinde yapıldığı, öğleden sonrası alış veriş ile geçen, ertesi sabah bayram namazı çıkışı fırından alınacak sıcak ekmek eşliğinde aileyle birlikte yapılacak o muhteşem kahvaltının hayal edildiği gündür.

Arefe gününü târif etmek zor gerçekten ve ben de oldukça zorlanıyorum. Çünkü, kenarında durup seyredemezsiniz, o sizi bir şekilde kendi tatlı telâşına saracaktır da ondan. Ertesi gün o tatlılara, şekerlemelere, babaanennizin, annenizin, komşunuzun yaptığı dolmalara kararsızca yaklaşırken bir tane daha yesem mi gibi bir tereddütte bulursunuz kendinizi. Arefe günü babanız işten eve gelir. Belki o güne kadar kazandığı paranın tamamını harcayacağını bilir. Tüm bayram parasız gezeceğini bilir ama o oğlunun o kızının istediği ufak tefek elbiseleri ayakkabıları alabilecegi için hiç bozuntuya vermez, o gülümseme hiç eksik olmaz suratından. Gidilir mahalle arasında ki mağazalara pazarlıklar yapılır ucu ucuna yeten tutarlar ile o ayakkabılar yeni bayramlıklar çekilir üstlere. Ama sadece denemelik haa! Asla o gün giyilmez yoksa özelliği kalmaz sihri kaçar, baş ucunda bayram sabahı beklenir. Evet evet, sizinde içinizden dediği gibi şimdi nerede bunlar değil mi? Keşke eskisi kadar zorluk içinde olsak da milyarlar verdiğim ayakkabının yerine o kıt kanaat aldığım ayakkabıyı giymeyi beklesem ve keşke babam yanı başımda olsa da ulan kerata o kadar çikolata yenir mi diye bir güzel azarlasa. Ama yok işte hiç birisi. Ne o eski bayramlar ne de babam.Özledim be o eski arefe günlerini özledim. Neyini mi özledim. Anlatayım biraz o zaman müsaadenizle.

Bu bayramda siz de memleketinize gidemeyeceksiniz belki de benim gibi. O zaman anılarla avutalım bari biz de kendimizi biraz.

Yepyeni ayakkabılı bir çocuk bakıyor bana. Geçmişe yolculuk başlıyor bende. Ankaradayız o zamanlar. Evimizde tatlı bir telaş. Günler öncesinden yapılırdı tüm hazırlıklar. Tabi ki en önce büyük bir ev temizliği. Sonra baklavalar, dolmalar, börekler. Arefe günü mutlaka gitmek gerek Ulus'a. Şeker lokum kahve alınacak ve Eyüp Sabri Tuncer kolonyası tabiiki de. Sonra Samanpazarından pantolon, gömlek, ayakkabı alınacak daha. Nihayet evimdeyim. Evimiz tertemiz hazırlıklar bitmiş. Dizilmişiz tesbih boncuğu gibi 3 kardeş. Banyolar yapılmış leğende kafamıza vurulan maşrapalar eşliğinde. Kocaman camdan şekerlikte şekerler almış bile yerini. Yanında limon kolonyası. Artık hazırız bayrama. Yatağımdayım nihayet. Benimle birlikte ayakkabılarım da yatakta. Yani yastığımın tam altında. Alacağım harçlığın hayalini kuruyorum sabah için. İnşallah şeker değil de para verirler dualarıyla geçiyorum kendimden. Eee.. belki de o zamanların tek ve en büyük, en güzel, en eğlenceli yeri olan Gençlik Parkına da gidilir kim bilir topladığımız harçlıklarla

Yarın uyanacağım varlık içinde hiçlik çekeceğim hiç birinin hiçbir şeyin anlamı olmayacak benim için sıradan bir güne. O duyulan heyecandan, sevinçten eser olmayacak çoğumuzda belki de. Herkes ârife tarif gerekmeden kendi arifesini ve kendi bayramını kalbinde çizecektir böylece, öyle ya da böyle. Arife gecesi yer yatağında yastığımın altına koyduğum ayakkabılarım üstüme serdiğim bayramlar hani, nerede şimdi? . Kalbimize çizeceğimiz arefe günlerinin, bayramların hiç bitmemesi ve yaşanan her günün değerinin bilinmesi dileklerimle kalın sağlıcakla

 

# YAZARIN DİĞER YAZILARI

Yazar Aysun Gürlek - Mesaj Gönder


göndermek için kutuyu işaretleyin

Yorum yazarak Gaziantep Güneş Gazetesi Topluluk Kuralları’nı kabul etmiş bulunuyor ve yorumunuzla ilgili doğrudan veya dolaylı tüm sorumluluğu tek başınıza üstleniyorsunuz. Yazılan yorumlardan Gaziantep Güneş Gazetesi hiçbir şekilde sorumlu tutulamaz.

Haber ajansları tarafından servis edilen tüm haberler Gaziantep Güneş Gazetesi editörlerinin hiçbir editöryel müdahalesi olmadan, ajans kanallarından geldiği şekliyle yayınlanmaktadır. Sitemize ajanslar üzerinden aktarılan haberlerin hukuki muhatabı Gaziantep Güneş Gazetesi değil haberi geçen ajanstır.