Aykanat, "1 Haziran’da açılmaya hazırız!

Gaziantep Düğün Salonu ve Organizasyoncular İşletmeleri Dernek Başkanı aynı zamanda Düğün Salonları Etkinlik ve Organizasyon İşletmecileri Federasyonu Yönetim Kurulu (TÜDİFED) kurucu üyesi Mehmet Aykanat, “1 Haziran’da aldığımız tedbirle açılmayı bekliyoruz” dedi.

Akabinde ise Aykanat açıklamasını şöyle sürdürdü: “Düğün , organizasyon ve her türlü etkinlik sektörü 15 aydır faaliyet gösterememektedir. Bu sebeple de diğer sektörler gibi düğün, organizasyon ve etkinlik sektörü de 1 Haziran’da açılmaya hazırdır. Bilindiği gibi etkinlik sektörü 16 Mart 2020’de kapanmış ve geçtiğimiz Temmuz, Ağustos aylarında sadece 55 gün faaliyet gösterebilmiştir. Bu nedenle etkinliklerin yapılmadığı dönemde 60 binleri geçen vaka sayılarında düğünlerin ve etkinliklerin hiçbir payı yoktur. Son dokuz ayda virüsün yayılmasına neden olan tüm alanlar faaliyete başlatılırken bu tabloda payı olmayan düğün, davet ve etkinliklerin bekletilmesi, sezonu 15 Mayıs- 15 Ekim arası olan sektörümüzün sonunu getirecektir.”

DÜĞÜNLERLE İLGİLİ RİSK, KÖY VE SOKAK DÜĞÜNLERİ İÇİN GEÇERLİ

Turizm işletmelerinde, restoran ve kafelerde sağlanılan güvenlik önemlerinin ek önlemler ile birlikte olarak denetimli etkinlik mekanlarında da sağlanabileceğinin altını çizen Aykanat, “Üstelik düğün ve davetlerde yaşanan risk, yıllık katılım süresinin azlığı ve filyasyon imkanı bakımından daha düşüktür. HES kodu ve maske ile giriş yapılacak denetimli mekanlarda gerçekleştirilecek düğün ve davetlere katılan misafirler bellidir ve filyasyon takibi mümkündür. Düğünlerle ilgili risk, kontrolsüz köy ve sokak düğünleri için geçerlidir. Geçen yıl yaşanan tecrübelerin ışığında bu yıl sokak ve köy düğünlerine kesinlikle izin verilmemesini bekliyor ve etkinliklerin sadece denetimli mekanlarda yapılması gerektiğine inanıyoruz. Ayrıca, insanların yıl içinde düğün ve davetlere katılım sayısı dikkate alındığında etkinliklerde geçirilen toplam süre diğer riskli alanlarda geçirilen toplam riskli süre ile karşılaştırılamayacak kadar azdır. Bir insan, bir yılda ortalama iki - üç düğüne ya da kurumsal davete katılır. Davetlerde geçirilen yıllık toplam sürenin ortalaması, altı ile dokuz saat arasındadır ve bu yıllık toplam süre, toplu taşıma, AVM, Pazar yeri, kafe, restoran ve diğer kalabalık alanlarda geçirilen haftalık toplam sürenin çok çok altındadır.” şeklinde konuştu.

AÇIKLAMA GEÇİKİRSE DÜĞÜN SEZONU SONA ERECEK

Aykanat, “Hem sektör temsilcileri hem de evlenecek çiftler çalışma koşullarını belirleyecek genelgenin en kısa sürede açıklanmasını ve belirsizliğin yarattığı sorunların bir an önce giderilmesini talep etmektedir. Söz konusu genelgenin, 1 milyon sektör çalışanı ve aileleri ile bu yıl evlenmesi beklenen 600 bin çiftimizi direk ilgilendirmekte iken dolaylı olarak da düğün ve etkinlik sektörü ile ilişkili 42 farklı sektörü ve çalışanlarını da ilgilendirmektedir. Dolayısı ile düğün ve etkinlik sektörü ile ilgili açıklanacak genelgenin, tüm vatandaşlarımızın ihtiyaç ve beklentilerini karşılayacak şekilde düzenlenmesi gerekmektedir. Sektörümüzün bir diğer beklentisi ise, genelgenin gecikmeksizin açıklanmasıdır. Sektörümüzü diğer sektörlerden ayıran en önemli fark belirli bir hazırlık süreci gerektirmesidir. Düğün ve organizasyonların hazırlık sürecinin en az üç ay süre aldığı düşünüldüğünde, açıklamanın ve ilgili genelgenin gecikmesi durumunda, düğün sezonu sona ereceği için mağduriyet devam edecek, düğünler bir yıl daha yapılamaz hale gelecektir.” dedi.

BELİRSİZLİK ENGEL TEŞKİL EDİYOR

Kademeli normalleşme sürecine geçilmesi ile birlikte etkinlik sektörü için de ışık göründüğünü fakat açılış tarihinin hala açıklanmamış olması nedeniyle Haziran ayı için yapılan rezervasyonların iptal edilmeye başladığını söyleyen Aykanat, “Düğün davet ve etkinlik sektörü 2 yıl öncesinden başlayan ve aylar önce tamamlanan rezervasyonlar ile çalışmaktadır. Yaşanan belirsizlik aldığımız rezervasyonları kaybedilmesine neden olurken yeni rezervasyonların yapılmasının önünde de engel teşkil etmektedir. İş kayıplarının yanı sıra iptaller nedeniyle firmalarımız ve etkinlik sahipleri arasında bu yıl da hukuksal itilaflar ve kaparo sorunları yaşanmaya başlayacaktır. Geçen yılı kaybeden sektörümüz bir yıl daha kaybetme riski ile karşı karşıyadır. Bu sebeple düğün salonları başta olmak üzere on binlerce etkinlik firması ve 1 milyondan fazla etkinlik çalışanına vakit kaybetmeden müjdeli haberin duyurulmasını ve 1 Haziran tarihinde, turizm ve yiyecek-içecek sektörleriyle aynı anda açılmasını temenni ediyoruz,”diye konuştu.

DÜĞÜN VE ETKİNLİK SEKTÖRÜNÜN KAYBI, ÜLKEMİZİN KAYBIDIR

Aykanat, “Düğün ve Etkinlik sektörü, özel etkinlikler başlığında toplayabileceğimiz düğünler ve diğer özel davet organizasyonları ile kurumsal etkinlikler başlığında toplayabileceğimiz kongre, toplantı ve fuar organizasyonlarıyla yıllardır ülke ekonomimize artı değer katmaktadır. Düğün ve Diğer Özel Davet Etkinlikleri bakımından değerlendirdiğimizde; “ TÜİK verilerine göre 2019 yılında ülkemizde yaklaşık 550 bin çift evlenmiş olup 2020 yılında yapılamayan düğünler eklendiğinde 2021 yılı içerisinde yaklaşık 600 bin çiftin evlenmesi beklenmektedir. Düğün sektörünün, kız isteme merasiminden başlayarak aile birliğinin ve yuvanın kurulması ile sonlanan süreç içindeki tüm harcamalar dikkate alındığında yıllık ortalama 90 milyar TL işlem hacmine sahip olduğu değerlendirilmektedir. Evlilik kutlaması olan düğünlerin dışında kalan sünnet, doğum günü, evlilik yıl dönümü ve diğer özel etkinlikler bu ekonomik hacme dahil değildir. Kongre, Toplantı Ve Fuar Etkinlikleri bakımından değerlendirdiğimizde;M.I.C.E sektörü olarak adlandırılan kurumsal etkinlik sektörü, 150 bin kişiye doğrudan, 600 bin kişiye ise dolaylı yoldan katkı sağlamaktadır. Yılda 70 binden fazla organizasyonun gerçekleştirildiği toplam 8 milyar dolara yakın aktif büyüklüğü olan kurumsal etkinlik sektörü, 50'den fazla sektör ile ticari ilişki içerisindedir. Düğün ve Etkinlik sektörünün 15 aydır kaybettiği ekonomik değer, ülkemizin kaybıdır. 1 Haziran’dan itibaren sektörümüzün faaliyete geçmesi 4 milyondan fazla insanımıza nefes aldıracak ve düğünlerin başlaması ile kaybolmaya başlayan örf, adet ve geleneklerimiz yaşamaya devam edecektir.” ifadelerinde bulundu.